Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Göbeklitepe’yle ilgili ‘beton’ iddiaları vardı! Kazı başkanlığından açıklama geldi!

    Göbeklitepe’de koruma çalışmaları sırasında beton kullanıldığına yönelik iddialar gündeme gelmişti. Bunu ilişkin Göbeklitepe Kazı Başkanlığı’ndan bir açıklama geldi.

    Göbeklitepe’de koruma çalışmaları sırasında

    Şanlıurfa’da keşfedilmesiyle tarihin seyrini değiştiren Göbeklitepe için dün 12 bin yıllık yapının dünyaya kazandırılmasından büyük emekleri olan Klaus Schmidt’in eşi Çiğdem Köksal Schmidt tarafından çok önemli bir iddia ortaya atıldı.

    Tarihi yapının koruma çalışmaları sırasında beton kullanıldığına yönelik iddiada bulunan ve görseller paylaşan Schmidt’in bu iddialarına karşılık Göbeklitepe Kazı Başkanlığı’nda da bir açıklama geldi.

    Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “Göbeklitepe kazılarına dönemin kazı başkanı Klaus Schmidt’in vefatının ardından bir süre ara verilmiş, kazı çalışmaları 2019 yılında yeniden başlatılmıştır.

    İstanbul Üniversitesi ve Alman Arkeoloji Enstitüsü üyelerinden oluşan bir ekibin yürüttüğü çalışmaların, kalıntıların korunması ve konservasyonuna öncelik verilecek şekilde yürütülmesi kararlaştırılmıştır.

    DEPREM RİSKİ

    Özellikle bölgedeki deprem riski bu önlemlerin aciliyetini bir kez daha gündeme getirmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na iletilen 2023 yılı çalışma programında da belirtildiği gibi “Aslanlı Yapı” ve “F Yapısı” olarak bilinen binaların koruma çalışmalarına başlanmıştır.

    Göbeklitepe’de açığa çıkarılan yapılar toprak harç kullanılarak yapılmış ve yüzeyleri yine toprak sıva ile kaplanmıştır. Söz konusu toprak sıvalar günümüze oldukça sınırlı alanlarda korunagelmiştir.

    Kazısı tamamlanan yapılarda doğal olarak duvar derzleri boşalmakta ve beraberinde yıkılma tehlikesi oluşmaktadır. Nitekim çatı ile koruma altına alınıncaya kadar bu doğal aşınma daha hızlı yaşanmaktadır.

    Söz konusu yapılarda gerçekleştirilen uygulamada derzler, Göbeklitepe kazılarından çıkan toprağın elenerek, su, keçi kılı ve keten karıştırılarak elde edilen bir harçla yüzeysel olarak doldurulmuştur.

    ‘TERAZZO’ ADI VERİLEN BİR HARÇ KULLANILMIŞTIR

    Duvar örgüsü olduğu gibi korunmuştur. Bu tür uygulamalarda dolgu harcına bitkisel malzeme katılması durumda bitkilerin yeşermesine ve taşlarda kırılmalara neden olduğu için tercih edilmemektedir.

    Yapı tabanlarında ise, kireçtaşı yakılmasıyla elde edilen ve “terazzo” adı verilen bir harç kullanılarak geçirgensiz bir yüzey elde edildiği anlaşılmaktadır. Göbeklitepe’de koruma çalışmaları gerçekleştirilen yapıların tabanları büyük ölçüde bozulmuş durumdadır.

    Bunda kullanılan harcın niteliği, günümüze ulaşma durumu ve kazının ardından zamanla oluşan doğal tahribat etkilidir. Bu tür tabanların korunmasında tabanın mevcut haline göre koruyucu malzemeler sürülmesi ya da örterek koruma yoluna gidilmektedir.

    DOĞAL BİR HARÇ SERİLMİŞTİR

    Göbeklitepe’deki uygulamada tabanların mevcut durumu dikkate alınarak; temizlendikten sonra üzeri bitkilenmeyi önleyen koruyucu bir örtü ile kaplanmış, bu örtünün üzerine 1 cm kalınlığında yine elenmiş kazı toprağı ve kireçtaşı çakıl üzerine yaklaşık 2,5 kalınlıkta geri dönüşümlü kireçtaş bulamaçlı doğal bir harç serilmiştir. Bu uygulama sırasında beyaz çimento vb malzeme kullanılmamaktadır.

    Ayrıca söz konusu yapılarda devrilmiş dikilitaşlar yeniden yerine yerleştirilerek yapının koruma ve düzenlenmesinin yanı sıra özgün bütünlüğü oluşturulmaya çalışılmıştır.

    UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Göbeklitepe’de kalıntıların özgün halleriyle yerinde korunması konusunda gerekli hassasiyet gösterilmekte, buraya gelen ziyaretçiler ile doğru bir etkileşimin sağlanması önemsenmektedir.”